Orjinal Adı : 50 First Date
Tür: Komedi , Romantik
Tür: Komedi , Romantik
Yapım Yılı :2004
IMDB Puanı : 6.8/10
Henry Roth, bir Hawaii cennetinde sonsuz sayıda kadınla hiçbir bağ kurmadan gönlünce yaşamakta olan bir doktordu. Ta ki Lucy Whitmore ile tanışana denk. Henry ve Lucy birbirlerinden gerçekten hoşlanırlar ve aralarında ciddi bir ilişki başlamak üzeredir. Ancak Lucy, ertesi gün uyandığında, Henry’i tanımaz ve bu durum genç adamı çok şaşırtır. Çok geçmeden Henry, genç kadının kısa süreli hafıza sorununun olduğunu fark eder. Lucy her sabah uyandığında yaşadığı önceki günü hatırlamamaktadır. Yine de Henry, bu durumun, kendisine engel teşkil etmesine izin vermemekte kararlıdır. Her yeni günde Lucy’i kendisine bir kez daha aşık edebilmek için mücadele etmekten asla vazgeçmeyecektir.
Şöyle bir düşünün; Hawaii'de çok iyi bir hayvan bakıcısısınız ve kızlarla gününüzü gün ediyorsunuz. Hiç bir kıza bağlanmam deseniz de bir sabah biriyle karşılaşıyorsunuz ve ona deliler gibi aşık oluyorsunuz. Tamam burası klişe olabilir ama buradan sonrası klişelerden arınarak değişik bir senaryo ile devam ediyor.
Henry bir sabah hiç gitmediği bir restoranda Lucy ile karşılaşıyor. Her şey çok güzel ilerliyor ve birbirlerine aşık oluyorlar. Ertesi gün aynı yerde buluşmak için sözleşiyorlar fakat Henry sabah tekrar geldiğinde Lucy onu tanımıyor. Restorantın sahibi, Lucy'nin kısa süreli hafıza kaybı yaşadığını ve her gün geçirdiği kazanın bir gün öncesi zannederek yaşadığını, hep aynı şeyleri yaptığını ve bunu fark etmediğini açıklıyor. Başlarda Henry inanmıyor ve Lucy ile konuşmaya kalktığında ağzının payını alıyor. Lucy'nin babası ve bir abisi de var. İkisi Lucy'nin durumu anlamamasını sağlamak için o gün ne yaptıysa her gün aynı şeyleri ona yapmasında yardımcı oluyorlar. Ne kadar zor bir şey değil mi? Bunu öğrendiğinizde içiniz burkulmuyor değil. Ailesi onun için kendilerinden vazgeçmiş ve aynı günü tekrar tekrar yaşamak zorundalar. Her gün aynı filmi izlemek, her sabah restoran sahibine aynı günün gazetesini vererek Lucy'nin o gündeymiş gibi yaşamasını sağlamak gibi...
Filmde sizi güldürmeyi başaran üç karakter daha var. Henry'nin arkadaşı Ula, yardımcısı Alexa ve Lucy'nin abisi Doug. Gerçekten her sahnelerinde sizi güldürmeyi başarıyorlar. Alexa erkek gibi görünümü ve hareketleriyle, Doug ise günümüzde fitness yapan gençleri temsilen vücudunu göstermeye bayılmasıyla.
Film ilerlerken kendinize ben olsam ne yapardım, nasıl bir çözüm bulurdum, hatta bununla uğraşır mıydım diye sormaktan alıkoyamıyorsunuz... Bunu düşünürken gerçekten güzel bir final sizleri bekliyor.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder